TAVŞANLI – DERBENT KÖYÜ (KÜTAHYA) VE ÇEVRESİNDEKİ KÖYLERİN TARİH VE KÜLTÜR AÇISINDAN ÖNEMİ
Eski Derbent Köyü 400 yıl boyunca Köse Mihal Gazi Türbesinin kuzeyindeki Yanık Ormanı içinde Kuyualtı mevkiinde bulunmuştur. Türbeye uzaklığı 750- 1000 metre kadardır. Bilahare köy yeni yerine taşınmış olup; her evlilik ve sünnet düğününde, gelinler hamile kalmadığında ve hamile kaldığında genellikle türbe ziyaret edilir. (Türbe ziyaret edilerek dua edildiğinde erkek evlat sahibi olunacağı inancı çevrede yaygındır). Duası kabul olanlar tarafından türbede adak kurbanı kesilir. Derbent ve Merkezyeniköylüler, türbe civarında yüzlerce yıldır yılda iki kere geleneksel (Yazağzı-Güz) Dede törenleri yaparlar. Bu törenler sırasında şifa ve sağlık dilemek amacıyla yaşlı bir hanım tarafından “Asalama” işlemi yapılır.
Derbent köyünde Osmangazi’nin tabi olduğu Karakeçilinin-Softalı Cemaatinden yedi sülale mevcuttur. Nüfusları neredeyse köy nüfusunun yarısına yakındır. Softaoğulları Osmanlı döneminde ve Yunan işgali sırasında şehitler vermiş bir sülaledir. Tavşanlı Askerlik Şubesi önündeki şehitlikte isimleri yazılıdır. Ayrıca “Derbent Şehitler Mezarlığında” mezarları vardır.
Softaoğulları’ndan Azime Ana, Ertuğrulgazi’nin annesi Hayme Ananın Karakeçili Aşiretini yönettiği gibi, Osmanlı Döneminin zor günlerinde köy muhtarlığı yapmıştır. “Kurtboğan Ahmet’in kızı” lakaplı Azime Ana, Kütahya ilinin ilk kadın muhtarı olduğu gibi, Osmanlının da ilk kadın muhtarlarındandır. (Bilinen diğer kadın muhtar Bursa-Mustafakemalpaşa, Çaltılıbük muhtarı Emine Nine’dir.)
Derbent köyünde Kuruluş Döneminin ulu insanı Şeyh Edebali (Şeyh İmadüddin Mustafa Balı) nin soyundan “Balıoğulları” sülalesi mevcuttur.
Yakın çevrede kuruluş döneminin önemli öğelerinden Işık (Kalenderi) Dervişleri ile ilgili kanıtlar, Merkezyeniköy’deki “Işık Çamı” ve bu köy arazisindeki “Devriş Pınarı” dır.
Kuruluş döneminin politik ve askeri güçlerinin, küçük bir coğrafi yönde bir dönem bulunması tesadüfi olamaz düşüncesindeyim.
“Düşte Uludağın Ardına Tarihi Yolculuk-Bursa ve Kütahya Tarihinden Kesitler” adlı çalışmamda geniş kaynakça ve açıklamalarla anlattığım hususları tarih ve kültür açısından ele alırsak;
1-Yörede Kuruluş Dönemi öğelerinden olan Softalı cemaati, Ahi-Edebali, Işık (Kalenderi) Derviş varlığı ve Köse Mihal Gazi’nin Türbesinin bulunması.
2-Yörenin Domaniç Bilelik Yaylası(Osmangazi’nin Yaylası) ile Dursunbey-Bergama Yörük Göç yolu üzerinde olması. (Önceleri Domaniç-Söğüt arasında olan, göçyolunun Dursunbey-Bergama yönüne kaymasından sonra Karesi’nin fethi gerçekleşmiştir. (Bu göç yolu Derbent Köyü arazisinden geçmektedir).
3-Yörenin Osmanlının Kuruluş Dönemi’nde; Germiyanlı-Osmanlı gerginliğinde savunma amaçlı, Karesi fethi öncesinde istihbarat toplama, beşinci kol faaliyeti ve saldırı amaçlı olarak kullanılması. (Köse Mihal Gazinin düşmanla yaptığı savaşta şehit olup, şehit olduğu yörede toprağa verildiğine yüzlerce yıldır yörede inanılmaktadır.)
4-Bursa-İzmir-İtalya İpek yolunun (Uluyol) Köse Mihalgazi Türbesi’nin önünden geçmesi. (Halil İnalcık’a göre bu yol anayol kategorisindedir.)
5-Kuruluş Dönemi’nin efsane ismi Köse Mihal Gazi’nin Osmangazi ile ilişkisinin sağlandığı, tarihçilere göre “Keşiş Dağı’nın eteğinde Adranos’un (Orhaneli) doğusundaki müstahkem mevkii” Harmankaya’nın (Kharman Kata) Keles-Kozağacı bölgesi olmasının topografik, tarihi gerçeklere ve etimolojiye uyması. Harmancık ilçesinin topografik, stratejik, etimolojik gerçeklere uymaması ancak “Sultan” ünvanlı padişahlar döneminde idari yönden “Sultana bağlı hassa piyadelerinin (yayacıların) hissesi olacak kadar önemli olduğu, Keşiş Dağına (Uludağ) uzak oluşu, iklim ve toprak yapısının üzüm bağı ve şarapçılığa elverişli olmaması. Keles-Kozağacı bölgesinin ise bu vasıflara tıpatıp uyması. Sonuç olarak Eski Harmankaya Tekfurluğunun yeri Harmancık değil, Keles-Kozağacı köyleri ile Gelemiç’in kurulu olduğu yer olmalıdır.
6- a) Bizans İmparatoru Alexios Kommenos’un İznik – Akrakos (Eğrigöz-Emet) seferinde geçtiği yolun Roma-Bizans döneminden itibaren yakın zamana kadar kullanıldığı, bahis konusu sefer sırasında Orinas (Saruhanlar Köyü-Domaniç) ve Alethina’dan geçtiği. Alethina’nın bulunduğu yerin, Derbent-Demirbilek Köyleri arazileri içinde olduğu. Saruhanlar Köyünde demir, Şapçı Köyünde şap madeni ocaklarının olduğu. Germiyan Döneminde şap madenlerinin yurt dışına ihraç edildiği.
b) Çelebi Mehmet’in İnegöl-Kurşunlu’dan Balıkesir’e giderken ve Karamanoğlu Mehmet Beyin Bursa-Mustafakemalpaşa’dan Hamid’e (Isparta) giderken Derbent köy arazisinden geçişi.
7-“Derbent Asarlık Tepesi” nin Hitit Kalesi kalıntısı olduğu, Merkez Yeniköy-Tavşanlı Karayolu kenarında, (Köprücek Köyü hududunda bulunan) “Deliktaş’ın” Frigya Dönemi Kaya Mezarı olduğu hakkında bilimsel yazıların mevcut oluşu.
8-Yunan işgali öncesi Tavşanlı’ya gelen Garp Cephesi Komutanı İsmet İnönü’nün Derbent-Kuyualtı mevkiindeki askeri birliği denetleyişi.
9-Yunan işgali sırasında yöreli çetelerin gerek yörede gerekse Bursa’nın kurtuluşunda hizmet eden Bursa Dağ Yöresi Çetelerine liderlik yapmalarına rağmen bu özelliklerinin göz ardı edilerek hizmetin sadece Bursa Dağ yöresi çetelerine maledilmesi.
10- Yöreli ve Bursa Dağ Yöresi Çetelerinin Reisi Alabardalı Kabakçı Salih Efenin çetesine her türlü desteği sağlayan Derbent Köylülerin, bu çeteden Derbentli Bombacı Eyüp Efenin (Şahin), Tavşanlı Yunan Bölge Komutanı Zamanist’i bomba ile parçalaması üzerine çeteleri kovalayan Yunanlılar’ın Derbent Köylü 16 kişiyi diri diri yakması. Bu kişiler Yunan Fecaiinden tesadüfen zarar gören sıradan köylüler değil, “İstiklal Savaşı Şehitleridir”. Köy içinde “Şehitler Mezarında mütevazi bir ortamda yatan bu şehitlerin şanına uygun “ İSTİKLAL SAVAŞI ŞEHİTLİĞİ ve BOMBACI EYÜP EFE ANITI ” yapılması, bunlarla öğünen Derbent’lilere çok görülmemelidir. Kabakçı Salih Efenin önceki suçu nedeniyle devlet tarafından cezalandırılması, Derbentlilerin vatanlarının savunulması sırasında yakılarak şehit olmalarını ve dışarıdan yardım almadan düşman işgalinden kendi kendilerini kurtarma gerçeğini gölgeleyemez.
On madde halinde açıklanan bu kültür ve tarih mirası amatörce bir şeyler yapmaya çalışan köylülere bırakılamayacak kadar büyük bir mirastır. Milletvekilleri, Valilik, Garnizon Komutanlığı, Kültür ve Turizm Müdürlüğü, Karayolları, Köy Hizmetleri, TEK, Kaymakamlıklar (Tavşanlı, Domaniç, Emet), Belediye Başkanlıkları (Kütahya, Tavşanlı, Domaniç, Tunçbilek, Keles, Harmancık), Orman Müdürlüğü, Müftülük, Halk Eğitim Müdürlükleri (Tavşanlı, Domaniç) ve Siyasi Parti Teşkilatları, Medya, Ticaret ve Sanayi Odası, Çevreciler ve diğer Sivil Toplum Örgütleri, duyarlı hayırseverler ile Derbent, , Köseler, Elmaağacı, Eşen, Kızılçukur, Karakaya, Demirbilek, Burhan, Bozbelen, Yörgüç, Nusratlar, Artıranlar, Çamalan (Alabarda), Şapçı, Dutlar, Köprücek, Gürağaç, Şapçıdede, Sekbandemirli, Dağdemirli, Kışlademirli köylerini ilgilendiren geniş kapsamlı bir proje olarak ele alınmalıdır kanaatindeyim.
“Devlet Töreni” olarak “KURULUŞ, KURTULUŞ, KÖSE MİHAL GAZİ KÜLTÜR ŞENLİKLERİ” düzenlenip, Göç ve İpek yollarının kültür turizmine açılarak değerlendirilmesinin törenlerin bu yörede geçen tarihi olayların yoğun olduğu ve çevrenin yemyeşil olduğu Haziran ayında yapılmasının hem ilimiz hem de yöre turizmine katkısı olacaktır.